İnceleme: Symphonic Rain

En sevmediğim mevsim yazın en sevdiğim yanlarından biri: Görsel roman okuma. Kaygısız ve heyecansız günlerimin gecelerini iple çekmemin başlıca nedeni; yeni hikâyeler deneyimleme, yeni kişiler ve kişiliklerle tanışma ve başka dünyaları keşfetmemin vasıtası, bir süre de olsa buraları terk etmemi sağlayan güzel uğraş. İşte yine böyle bir yaz gecesi okuduğum ve büyülendiğim bir görsel romanı tanıtacağım sizlere: Symphonic Rain.


Chris, yine yağmur yağıyor mu oralarda?
Burada hava her zamanki gibi çok güzel. O kadar ki bir kısmını seninle paylaşabilmeyi isterdim.

İstisnasız her gün yağmur yağan "yağmurlar şehri" Piova. Müziğin her sokağına işlendiği ve soyluları tarafından teşvik edildiği bu İtalyan şehrinde müzik alanında dünya çapında ün salmış, prestijli bir üniversite olan Piova Komünal Müzik Okulu bulunur. Burada öğrenim gören öğrenciler iki gruba ayrılmaktadır: Kullanmak için sihrin gerektiği büyülü enstrüman Fortelle'yi çalabilenler ve iyi bir sese sahip olup vokal kursu alanlar. Fortelle'yi çalmak doğuştan yetenek gerektirir, esas gerekli unsur sihir ise bazılarına göre duygunun ta kendisidir. Oldukça kıymetli Fortelle öğrencilerinin üç senelik eğitimin sonunda mezun olabilmeleri için dönem sonu resitalinde bir vokalist partner ile birlikte başarılı bir performans göstermeleri beklenmektedir.

Yağmurlar şehri Piova

Chris Vertin. Son senesinde bir Fortelle öğrencisi olan kahramanımızın mezuniyet resitaline yaklaşık üç ayı kalmıştır ve bir partner arayışındadır. Üç sene boyunca yalnızca bir yeni arkadaş edinebilmiş, yağmurun dinmediği yağmurlar şehrine hiçbir zaman alışamamış, pek içine kapanık ve sessiz olan Chris için ciddi bir zorluktur bu. Öykünün önemli bir kısmı bu mesele etrafında döner.

Tortinita "Torta" Fine. Chris'in çocukluk arkadaşı, aynı yaştalar ve aynı okulda -kendisi vokal kursunda- okuyorlar. Düşünceli bir dost. İkiz kardeşi Arietta "Arie" aynı zamanda Chris'in sevgilisi, Chris ve Torta müzik eğitimi için Piova'ya giderken Arie memlekette kalmış ve bir fırında çıraklığa başlamış. Chris ile uzak mesafe ilişkisi sürdürüyorlar ve her hafta mektuplaşıyorlar. Şartlar böyle olunca Chris her zaman Torta ile aralarında belli bir mesafenin olması gerektiğini düşünüyor.

Torta en sevdiği içecek olan cioccolata calda'sını yudumlarken~

Hikâyenin ilerlemesiyle tanışacağımız iki partner adayımız var: Liselsia ve Falsita. Diğer bütün karakterler gibi iyi yazılmışlar ve farklı kişiliklere, farklı geçmişlere, farklı hayat öykülerine sahipler. Okudukça çok daha iyi anlayacaksınız, detaya girmemem daha iyi olacak.

Ve tabii ki Phorni. Bir müzik perisi, bir karış boyunda ve çok güzel bir sese sahip. Bu sevimli pericik Chris'in evinde yaşar, sadece Chris tarafından görülebilir ve işitilebilir. Uyum sağlamakta güçlük çeken Chris'e üç sene boyunca varlığıyla destek olmuştur, aralarında özel bir ilişki mevcut.

Minik üstat Phorni'nin en sevdiği uğraş, her pazar gecesi Chris ile müzik yapmak~

27 Kasım, yine bir pazar günü Chris pek sevgili Arie'den haftalık mektubunu alır. İkisi de derin duygular içerisinde. Üç ay sonra üç senelik hasretlerinin sona ereceğinin verdiği mutluluk, heyecan ve azıcık kaygı ve tabii bunun gerçekleşmesi için bulunması gereken partner. Hikâye tam da burada başlıyor ve yapacağımız seçimlerle seyrini biz belirliyoruz.

Romanın beni en çok etkileyen kısımları derinlerinde yatan ağır melankoli, iyi yazılmış ilgi çekici karakterleri ve şüphesiz hikâyenin üzerinde kurulduğu umumi hava, Piova şehri ve beraberindeki çevre. Tozpembelikten uzak ve nispeten realist oluşu diğer görsel romanlardan ayrılmasını sağlıyor. Sonlara doğru çözülüm ve büyük resmin ortaya çıkmasıyla birlikte öykünün iyi örüldüğünü görmek, derin hissiyatın açığa çıkışını deneyimlemek okuyucuyu tatmin ediyor, zaten olması istenen tek şey de bu tatmin duygusu değil mi?

Diğer görsel romanlardan ayıran bir diğer yanı da ihtiva ettiği ritim oyunu. Müziği tema edinmiş romanımıza çok yakışıyor, oldukça zevkli ve kararında bir zorlukta olması ayrıca takdir edilmesi gereken noktalardan. İstenirse kapatılabilir özellikte ama kesinlikle tavsiye etmiyorum, biraz uğraşla başarılı bir şekilde geçilebiliyorlar ve romana hoş, değerli bir katkısı mevcut.

Ritim oyunundan bir görüntü, doğru zamanda notanın üzerindeki harfe basmanız gerek

Seslendirme ve müzik birinci sınıf kalitede. Çok değerli ve tecrübeli seiyuular romanda görev almış, seslendirdikleri şarkılar da pek başarılı. Her vokalistin parçası kendisinden izler bulunduruyor, kendisini yansıtıyor; doğal olarak hepsi yoğun duygularla dolu. Hem ritim oyunu hem oyunun genel soundtrack'i müzik bakımından kulakları tatmin etmeye muktedir. Bu noktada müteveffa Ritsuko Okazaki'yi yâd etmeden geçmemek gerek, oyun tamamlanmadan önce vefat eden büyük sanatçının oyunun müziklerinde çok büyük emeği var. Bestelediği şarkıları dinlerken duygulanmamak elde değil, ruhu şad olsun.

Okurken yaşadım, bir başka dünya teneffüs ettim. Piova'nın dinmez yağmurunda ıslandım, Eski Semtin eski kaldırımlarını aşındırdım, Yeni Semtin öğrencilerin elini yakan ristorante'lerine ise bakmakla yetindim. Her pazar akşamı Arie'den gelen mektupla duygulandım, Phorni ile yaptığımız müzikle mutlu oldum. Tadında melankoli, zevkli bir üç ay. Her saniyesine değerdi.

Symphonic Rain'i, her saniyesine değen bu melankolik şaheseri ilgilenen herkese tavsiye etmeyi vazife telakki ediyorum. Görsel romanlar hakkında bilgi sahibi olmak isteyen aziz okuyucularım geçen sene kaleme aldığım inceleme yazısını okuyabilirler. Hayranı olduğum bu türe ilginin artması temennisiyle...

Yorumlar

İlginizi çekebilecek diğer yazılar

Kitap Tanıtımı: Totsukuni no Shoujo

İnceleme: Görsel Romanlar

İnceleme: Kara no Shoujo