Müzik: 80'ler JPop
Resim nesnenin kendisini gösterir, şiir tanımlar, müzik ise sadece ona dair bir fikri zihinde uyarır. O vakit nasıl oluyor da doğayı taklit eden bu üç sanattan ifade ediş şekli en keyfî ve en az kesin olanı, ruha en çok coşkuyla sesleneni oluyor? Bu durum nesneyi daha az göstererek düşlemeye daha çok yer vermesinden mi kaynaklanır?
Denis Diderot, 1751
Müzik. Farkında olmasak da hayatımızın çok önemli bir parçası. İnsan hâletiruhiyesine devasa bir etkisi mevcut, bir yoldaş; acımızı paylaşan, yeniden yüzümüzün gülmesini sağlayan, ruhumuza ilham sunan bir peri. Bilinçli veya bilinçsiz bir bağ kurulur dinlenen müzikle; sanki kendisi bestelemiş, kendisi icra etmiş gibi bir sahiplenme, keza bir aidiyet, tatlı bir ilişki teşekkül eder. Sınırlarıyla var olur insan, sınırı çizen tercihleriyle var olur. Ben de çocuğunun başarısıyla övünen marazi ebeveyn muamelesi misali bu yazıda yeni yeni keşfettiğim ve dinlerken büyük haz aldığım 80'lerin JPop müzik eserlerini ele alacağım.
Vaporwave, future funk gibi yakın zamanda peydahlanmış müzik tarzlarının sayesinde 80-90'ların popüler Japon müziğine yoğun bir ilgi oluştuğu açıkça müşahede ediliyor. Dilinin yalınlığı ve güzelliği bir kenara, jazz elementlerinin çok iyi kullanılması ve dönemin havasının pek isabetli yansıtılması bu eserleri çok çekici kılıyor. Rahatlatıcı, pek enteresan şekilde fütüristik, dinleyende farklı ve özgün bir tat bırakan bedii melodiler.
Son söz, gayet tabii, zevkler tartışılmazdır. Tavsiye etme eyleminin çoğu zaman mukabil etkide bulunduğunun farkındayım, buna rağmen dinlemek niyetinde olanlar için naçizane seçme listem:
Plastic Love, Takeuchi Mariya, 1984
I Can't Stop the Loneliness, Anri, 1983
Himitsu no Tobira, Iijima Mari, 1983
Tasogare no Bay City, Yagami Junko, 1983
Telephone Number, Ohashi Junko, 1984
4:00 A.M., Ohnuki Taeko, 1978
Mayonaka no Joke, Mamiya Takako, 1982
Stay With Me, Matsubara Miki, 1980
Yorumlar
Yorum Gönder